Sultanahmet Camii

Sultanahmet Camii

  • 4 Dakika Okuma Süresi
  • Yayınlanma tarihi 29.08.2023
Paylaş

Sultanahmet Camii, Hagia Sophia'nın 1935 yılında camiden müzeye dönüştürülmesinden sonra İstanbul'un ana camisi haline geldi.

1609-1617 yıllarında, Osmanlı padişahı Ahmed I, bir cami inşa edilmesini talep etti. Uzun bir arayışın ardından, ünlü Mehmed Ağa bu meydan okumayı kabul etti ve dünyanın en ünlü camilerinden birini inşa etmek için plan yapmaya başladı.

Cami Hakkında

Caminin Avrupa'da neden "Mavi Cami" olarak adlandırıldığının nedeni, mavi, yeşil ve beyaz İznik çinileri ile iç kısmının kaplanmış olmasıdır. Caminin içinde, dikkatlice küçük bir fırça ile boyanmış kubbeler de bulunmaktadır. Sultanahmet Camii, Hagia Sophia'nın 1935 yılında camiden müzeye dönüştürülmesinin ardından İstanbul'un ana camisi haline geldi. Bu kompleks, cami, okul, sultan için bir alan, pazar alanı, dükkanlar, hamam, çeşmeler, halk çeşmeleri, mezar, hastane, ilkokul, hayır evi ve kiralık odalardan oluşmaktadır. Bu yapılardan bazıları bugün burada olmasa da, çalışma, görenleri tüm ihtişamıyla hayran bırakmaktadır. Mimari ve sanatsal süslemenin en önemli yönü 20,000 İznik çinisinden yapılmış olmasıdır.

Caminin Özellikleri

Aşağıdaki katlardaki çiniler gelenekselken, galeri kısmındaki çinilerin çiçek, meyve ve selvi desenleri gösterişli ve muhteşemdir. Caminin en önemli unsuru, ince işçilikle yapılmış ve oyulmuş mermerden yapılmış mihrabın (mürşit) kendisidir. Yan duvarlar seramik çinilerle kaplanmıştır, ancak etrafındaki çok sayıda pencere, daha da muhteşem görünmesini sağlar. Caminin bir diğer özelliği, en kalabalık anlarında bile herkesin imami duyacak şekilde tasarlanmış olmasıdır. 

Cami Hakkında Küçük Bir Gerçek

Sultan, Sultanahmet Camii’nin yedi minaresi olduğundan, o zamanlarda Kâbe’de sadece altı minare olduğu için kibir ile suçlandı. Sultan bu sorunu, Mekke'deki camide (Masjid-i Haram) yedinci minareyi inşa ederek çözdü.